DOLAR 35,2285 0.06%
EURO 36,7619 -0.07%
ALTIN 2.960,23-0,26
BITCOIN 0%
İzmir
13°

HAFİF YAĞMUR

19:00

YATSIYA KALAN SÜRE

Urla Meclisi’nde komedi şov

Urla Meclisi’nde komedi şov

Belediye Meclisi Kasım Ayı’nın ilk oturumunda “Benim” diyen parodilere taş çıkartacak bir şov sergilendi. Bu şovun üç yönetmeni vardı. CHP İlçe Başkanı Pelin Karasakal, CHP'li meclis üyeleri Öztürk Çiçek ve Prof. Dr. Devrim Akseki... Önce sahneye Çiçek çıktı... Ortada hiç bir sebep yokken kendi devrimciliğini övmeye başlayan çiçek, başta iktidar olmak üzere, Cumhurbaşkanına, AK Parti’nin iki meclis üyesine hakarete varan sözler sarf etti. Bunu niye yaptığını kimse anlayamamışken, meclise başkanlık eden Selçuk Balkan’ın uyarılarına da kulak asmadı “Sözümü kesmeyin” diyerek adeta şovunun bitmediğini haykırdı. Bu absürt olay sadece başlangıç, şovun açılışı oldu. Daha sonra sahneye Devrim Akseki çıktı.

ABONE OL
20 Kasım 2024 16:35
Urla Meclisi’nde komedi şov
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Urla’da Kasım Ayı’nın ilk meclis toplantısında ilginç olaylar yaşandı. “Benim” diyen parodileri aratmayan bu komedyanın yapım ve yönetiminde üç isim vardı. CHP İlçe Başkanı Pelin Karasakal, CHP’li Meclis Üyeleri Öztürk Çiçek ve tıp Doktoru Prof. Devrim Akseki…
Devrim Hoca, sosyal medya üzerinden, Pelin Karasakal’ın Esenyurt Belediye Başkanı’nın görevinden alınarak, yerine kayyım atanmasını eleştiren AK Partili Meclis Üyesi Ümit Arslan’a fena halde içerlemiş olacak ki, muhtemelen Pelin Karasakal’ın ailesi tarafından hazırlanmış el yazısı ile yazılarak kağıda dökülmüş, sülaleyi bir kahraman aile ilan eden bir metni, meclis grup toplantısında okudu.  Dinleyenlerin göz yaşlarına gark eden bu konuşmayı mecliste yapmak istediğini belirtti, onayı göz yaşları içinde aldı. Tesadüf ya, o gün meclise Pelin Karasakal’ın babası, annesi, nişanlısı, yakınları filan akın etmişlerdi. Herkes heyecanla Devrim Hoca’nın konuşmasını beklerken, kendi kendisine “Ben niye konuşmuyorum?” diyen Öztürk Çiçek, dilek ve temenniler bölümünde Devrim Hoca’nın konuşmasından önce söz istedi ve aldı…  Hiç bir sebep yokken, İktidara, Cumhurbaşkanına, Meclisteki iki AK Partili üyeye, hakarete varan sözler sarf ederken, Belediye Başkanı Selçuk Balkan’ın ikazlarına da aldırış etmedi. “Sözümü kesmeyin” diyerek kendisinin idam sehpasında taburesini kendisi ittiren devrimci yoldaşların izinde giden biri olarak tanıtan Çiçek, herkesi hayretlere düşüren saygısız ve gereksiz konuşmasını bitirdi. Bu arada iki Ak Partili meclis üyesi, Çiçek’i muhatap almaktansa meclisi terk etmeyi seçerek dışarıya çıktılar. Sıra şovun ikinci perdesine gelmişti…  Akseki Hoca elinde kağıtlarıyla ayağa kalktı ve Pelin Karasakal’ın ne kahraman bir sülaleden geldiğini anlatmaya başladı. Orta Asyadan girdi, hiç nefes almadan Çanakkale’den çıktı… Kılıç savura savura, Alpaslan’ın ordusu ile Anadoluya giren Karasakal’ların 1. savaşta, Çanakkale dahil, 7 cephede savaştığını anlatıp, Kurtuluş Savaşında da büyük kahramanlıklar gösterip, onlarca şehit verdiğini sözlerine ekledi. Oysa hem birinci savaşta, hem Kurtuluş savaşında neredeyse her sülalede şehitler olmuştu. Kadınlarımız bile çocuklarımız bile savaşlarda büyük kahramanlıklar göstermişlerdi. Devrim Hoca’nın okuması için eline tutuşturulan kahramanlık destanında, dikkatimi bir ayrıntı çekti. Hocamın konuşmasında atladığı bir bölümdü bu… Fark etti de mi atladı, yoksa meclisteki dinleyicilerin şaşkınlığını mı hissetti de kısa kesti, bilemiyorum tabii… Kağıtta şöyle yazıyordu: “Pelin’in annesinin kuzeni Kemal Unkan 1967 de Girit’te nöbet tutarken Rum çetelerce şehit edilmiştir”
Şimdi tarihi hafızalarımızı biraz tazeleyelim… Girit resmi olmasa da 1908 yılında Türkler’in hakimiyetinden çıkmıştı. 1911 yılında ise resmen Yunan toprakları oldu. 1912 yılında ise ilk Yunan Valisi Atandı…  Olaylar çok geniş ama, özeti bu… Yani 1908 yılından beri Girit’te  bir askerin nöbet tutacağı bir karargah, birlik filan kalmamıştı. Hele 1967 yılında Girit’e nöbet tutarken Rum çeteleri tarafından şehit edilen asker, Yunan askeri olmalı. Çünkü o yıllarda Rum Çeteleri ile Yunanistan’ın başı dertteydi. Bunu şunun için yazıyorum; Eğer merhum Kuzen Kemal Unkan, Yunan askeri ise, şehitler listesinden silinmesi gerekiyor. Çünkü o zaman bizim şehit sayılmaz!

Gelelim idam sehpasının taburesini kendisi ittiren yoldaşların izinden ayrılmayan büyük devrimci, devrimcilerin yoldaşı Öztürk Çiçek’e… Çiçek konuşmasından bir gün sonra kendisine gelip, gazı geçtiğinde Millet Meclisinde olmadığını anlayarak “Ne yaptım ben yahu” demiş olmalı ki, herkese mesajlar atıp özür dileme zinciri kurmuş. Devrimci kardeşin, savcılığa şikayete hazırlanan AK Partililerden de özür dilemek için aracılar koyması evet belki de hatasını anladığını gösteriyor ama ben bir devrimcinin özür dilemek yerine sözlerinin arkasında durmasını beklerdim. Hele hele idam sehpasına çıkıp, taburesini kendisi devirecek kadar yiğit devrimcilerin yoldaşı olduğunu iddia ediyorsa… Haksız mıyım? Pelin Karasakal’a da bir çift sözüm var. Sosyal medya eleştirilerine cevap verilecek yer belediye meclisi değildir. Her sülalenin Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda şehitleri var. Benim de onlarca akrabam şehit olmuş mesela. Bunlar, siyasi getirisi olmayan, ama doğru ise, elbette şeref duyulacak mazilerdir. Girit’te şehit düştüğü yazılı Merhum Kemal’in Türk askeri olma ihtimali yüzde sıfır bile değil. Muhtemelen, Girit’te kalıp Yunan tebaasına geçmiş olmalı. Ama tabii ki, kahramanlıklarda payın olmadığı gibi , bunda da kimse sana ve sülalene leke süremez.  Devrim Hoca’ya gelince; iyi niyetinden şüphemiz olamaz. Ama böyle absürt taşra siyaseti oyunlarına alet olmasaymış keşke…

İşte Devrim Hoca’ya verilen bilgi kağıdı. 1967 yılında şehit olan merhum Kemal acaba ne askeriydi?

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.